Sindirim Sistemi Kanseri
Sindirim sistemi kanseri, sindirim sistemi içerisinde yer alan organları etkileyen kanser grubuna verilen isimdir. Yemek borusu, mide, kalın bağırsak, anüs, karaciğer, safra yolları ve pankreas kanseri burada yer almaktadır. Bu kanserlerin belirtileri arasında alarm belirtiler ismi ile anılan durumlar bulunmaktadır. Özellikle 40 yaşından sonra kişide kusma, kilo kaybı, kabızlık, ishal gibi durumlar söz konusuysa mutlaka muayene edilmesi gerekmektedir. Bunun yanında 40 yaş altında olan kişilerde öksürme, sindirimde sorun yaşama, dışkılamada zorlanma gibi sorunlar önemsenmelidir. Bu sorunlara yönelik tetkikler yapılması önerilmektedir.
Sindirim sistemi kanseri tedavi yöntemleri için ise erken teşhis avantaj sağlamaktadır. Hastalığın ilerlemesinin engellenmesi sağlanmakta ve hızlı bir şekilde tedavi aşaması oluşturulmaktadır. En sık karşılaşılan kanserler arasında da özofagus, mide, kolon bulunmaktadır. Aynı zamanda bu kanser çeşitlerinden birine sahip olan kişilerin beslenmesine de oldukça dikkat etmesi gerekmektedir.
Sindirim Sistemi Kanserleri Nelerdir?
Sindirim sistemi kanserleri nelerdir? Sindirim sistemi, ağızdan anüse kadar birbiri ile devamlılık gösteren bir yol olarak tanımlanmaktadır. Yemek borusu, mide, bağırsak, pankreas, safra kesesi, karaciğer sindirim sistemi içerisinde yer almaktadır. Bu sistemde yer alan kanserler oldukça yaygın görülmektedir. Özofagus kanseri, mide kanseri, kalın bağırsak kanseri bu sistemin kanserleri arasında yer almaktadır.
Özofagus (yemek kanseri) kanseri, yemek borusundan mideye kadar olan bölümde görülen kanserdir. Dünya geneline bakıldığında bu kanserin en sık rastlanan kanserler arasında yer aldığı görülmektedir. Ayrıca görülme sıklığının coğrafyaya göre değiştiği de bilinmektedir. Özellikle beslenme alışkanlıkları bu kanseri etkilemekte ve oluşmasına neden olabilmektedir.
Mide kanseri, yine en sık karşılaşılan kanserler arasında yer almaktadır. Bu kanser, midenin herhangi bir bölgesinde oluşabilmekte ve karaciğer, akciğer gibi diğer organlara yayılabilmektedir. Mide kanseri, farklı nedenlerden dolayı mide mukozasında kötü huylu tümörlerin gelişmesi sonucunda gerçekleşmektedir.
Kalın bağırsak kanseri, sindirim sisteminin en son bölümü olan kalın bağırsağın kanseridir. Uzun süren ishal, kabızlık ve kramp gibi belirtileri ortaya çıkarmaktadır.
Sindirim Sistemi Kanserleri Nedenleri
Sindirim sistemi kanserleri nedenleri her hastada farklı bir şekilde kendini gösterebilmektedir. Bunun yanında sindirim sisteminde yer alan her organ içinde farklı olabilmektedir. Mide kanserinin nedenleri arasında obez olmak, sigara kullanmak, genler, düzenli alkol tüketimi, ailede mide kanseri bulunması yer almaktadır. Bunun yanında A kan grubu, kömür endüstrisinde çalışmak gibi sebepler de bulunmaktadır.
Kolon kanserine ise aşırı yağlı yemek, fazla kırmızı et tüketmek, obezite, sigara gibi nedenler sebebiyet verebilmektedir. Bir diğer sindirim sistemi kanseri ise özofagus kanseri olarak bilinmektedir. Bu kansere alkol, sigara, HPV, aşırı sıcak yemek gibi pek çok olay neden olabilmektedir. Kanserlerin nedenleri ve belirtileri her hastada kendini farklı şekilde gösterebilmektedir.
Sindirim Sistemi Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Sindirim sistemi kanseri belirtileri arasında iştahsız olmak, kabızlık, kilo kaybı, kusma gibi durumlar görülebilmektedir. Aynı zamanda midede dolgunluk, yutma güçlüğü, makatta kanama oluşması gibi sorunlarda belirtiler arasında bulunmaktadır. Bu belirtiler görüldüğünde hastanın mutlaka muayene edilmesi gerekmektedir. Erken teşhis sayesinde kanserin ilerlemesinin ve ölümcül olmasının önüne geçilebilmektedir. Ayrıntılı bir muayene sonucunda pek çok bilgi elde edilmekte ve buna yönelik bir tedavi yöntemi belirlenmektedir.
Sindirim Sistemi Kanserleri Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Sindirim sistemi kanserleri tedavi yöntemleri nelerdir? Gastroskop ve koloskop cihazları ile görüntüleme sağlanmakta ve var olan durum tespit edilebilmektedir. Bu nokta oldukça önemlidir çünkü kanser hangi evrede ise ona göre bir tedavi aşaması oluşturulmaktadır. En önemli noktanın ise erken teşhis olduğu söylenebilmektedir. Erken teşhis ile hastanın durumunun ileri seviyelere ulaşmadan düzelmesi sağlanabilmektedir.